5 Ocak 2010 Salı

Halkın savaşı...

Bir halkı yok saymak, o halkı asimile etmek ve çoğu yerde katletmekle açıldı Pandora'nın Kutusu. Ve hala biz geçmişte başlayıp, günümüzde hala devam eden yanlışların felaketlerini yaşayan bir toplumuz. Kürt toplumu da öyle Türk toplumu da. Şüphesiz bu orantısız savaşta çoğu şeyini yitiren Kürtler oldu. Çocuklarını, babalarını, önderlerini, okumuşlarını, alimlerini, dillerini ve kültürlerini. Belki de en önemlisi, diğer halklara karşı güvenlerini yitirdiler. Türkler ise evlatlarını yitirdi bu anlamsız, belki de anlamlı, savaşta. Daha da değerlisi, "doğru"yu da yitirdiler ve uzun bir süre bulamayacakta gibiler. Yoksa, barışa, kardeşliğe karşı çıkmanın mantığı nedir? bilemem.

Bu savaş, halkların savaşı. Ne bir generalin çocuğu girer bu savaşa ne de bir bakanın oğlu. Ne zengin bir işadamının oğlu askerlikte güneydoğuya atılır ne de bir PKK komitesi üyesinin oğlu. Bu savaş tamamen halkın savaşı. Demeç verenlerin samimiyetsizliği suratlarındaki hâfi sırıtışta bu kadar aleni iken tersini düşünmek aptallık derecesinde bir iyimserliktir. Ne yazık ki böyle aptallar bakımından da zengin bir ülkeyiz.

TBMM, TSK, CHP, MHP.... Savaşı rahat koltuklarında, ellerinde patlamış mısır, ekranlarda izlemektedirler. Savaş, ekrandan bakınca normal bir şeydir. İçinde olunca depremler meydana getirir ruhlarda. Görmeyen, yaşamayan bilemez. Başkasının cebinden cömertlik, başkasının canından kahramanlık yapmak hem kolaydır hem de insafsızcadır.

Bir video kaydı düştü internete. Bir gerilla cesedini yerden sürükleyen bir asker ve o gerillanın cesedini tekmeleyen başka bir asker. Güzel yurdumun güzel insanları... Yaralıyken sargı bezini düşmanının yarasına basan mehmetçiğin kahraman torunları.... Kimileri övdü bu video görüntülerini, kimisi de tevil etti. İnsaf sahipleri de vardı şüphesiz. Ama neylersin. Biz, bir cesedin tekmelenmesini dahi savunan bir nesil içerisinde yaşamaktayız.

Evet... Savaşmak kolay. Barışmak ise çok zor. Umud...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder